11 Aralık 2010 Cumartesi

Anneme teşekkür borcum var...

"Sen, yeni bir çocuk doğurmadıkça, kan tatlı süt haline gelmez."

Mevlana Celaleddin-i Belhi Rumi


Annem diyor ki, doğduğumda incecik parmaklarım varmış. Beni kucağına verdiklerinde sadece ellerime bakmış. "Bir balerin gibiydin" diyor. Ellerimi yavaş yavaş ve ince hareketlerde oynatmışım. Annem de öpmüş parmaklarımı...

Sonra beni alıp eve gelmişler. Annem salondaki eski koltuğumuza oturmuş. "Onu kucağıma verin." demiş. Beni koymuşlar annemin yumuşacık kollarına. "Etrafıma baktım, evimizin duvarlarına, eski mobilyalarına baktım ve içimden "Şimdi tamamlandık" dedim" diyor annem. Ve o bu hikayeyi her anlattığında ben ilk kez duyuyormuşum gibi merakla dinliyorum.

Merak ettiğim şu:

Bir insanı kalbinden ve ruhundan bölünerek yaratmak nasıl bir mucize? Sevmek hani hepimizin yapabildiği bir şey ya, sevmekten öteye geçmek nasıl bir sihir? Annem diyor ki, "Sizi doğurduğum gün artık kalbim bana ait değildi. Ruhum ve aklım benden alınmıştı. Artık bir daha ben diye bir şey yoktu, biliyordum. Artık biz vardık" diyor... Annem ki, güçlüdür, kudretlidir, hırslıdır ve gördüğüm en akıllı kadındır, işte kendi egosunu bizim gölgemizde böyle dinlendiriyor. Hem de ömürlük bir dinlence...

Annem bana 33 efsunlu yıl verdi. Biz mesela, bir arkadaşımız için kendimizden vazgeçtiğimiz bir günü, bir başkası için kendi beklentilerimizi unutmayı becerebildiğimiz bir anı başarı sayarız... Annem bunu 33 yıldır yapıyor. Annem her bulutu dağıtıyor. Annem her dağıttığımı sabırla diziyor yerine. Annem hayatımın taşlarını birer birer üst üste koyuyor. Ve en dokunaklısı ise şu, sanki bunları ben yapmışım gibi kendi dahlini yok sayıyor en küçük başarılarıma bile. Kendi mucizelerini bana bahşediyor. Ve sonra da "Seninle gurur duyuyorum" diyor her fırsatta... Ben de inanıveriyorum onun takdirine. Kendimi başarmış hissediyorum. Oysa biliyorum, annem olmasa benim gezegenlerim durmaz yörüngesinde. Ama annem diyor ya, ben de inanıyorum... Anneme her zaman inanıyorum. Her zaman güveniyorum.

Yaş aldıkça neden annelere döner yüzler. İşte bu yüzden. Çünkü inanmak, güvenmek ve kayıtsızca sevildiğini bilmek onun bahçesinde mümkün. Onun bahçesinde en tatlı meyveleri dalından yiyebilirsiniz. Onun bahçesinde susuzluğunuzu anne çeşmesinin sevgi pınarından giderebilirsiniz. Onun bahçesinde duvarlar var rüzgarı kesen. Onun bahçesinde çimenler dört mevsim yeşil, çünkü anne bahçesinde dört mevsim ilk bahar...

Anneme teşekkür borcum var,

Beni tam 33 yıl önce, soğuk bir kış gününde, alerjisi olduğu için azıcık alabildiği narkozla, kollarından onu ameliyat masasına bağladıkları yerler mosmor olana kadar çırpınarak ve acı çekerek doğurduğu için.

Anneme teşekkür borcum var,

Çalışmasına rağmen, beni her sabah beyaz örtülü temiz bir kahvaltı masasında okula hazırladığı için.

Anneme teşekkür borcum var,

Her akşam beni ranzanın üst katına elleriyle çıkardığı ve yorganı ayaklarımın altına sıkıştırarak beni soğuktan ama aslen soğuk gecelerden ve kötü rüyalardan koruduğu için.

Anneme teşekkür borcum var,

11 yaşında elimi kaynar su ile yaktığımda kocaman bir kız olmama rağmen beni sabaha kadar ayaklarında salladığı için.

Anneme teşekkür borcum var,

Yeşilköy'ün sokaklarında serçe parmaklarımızı birbirine kilitleyerek "Kuş sesleri ovalara yayılır" şarkısını benimle söylediği her gün için.

Anneme teşekkür borcum var,

Hala dizine yattığımda saçlarımla saatlerce oynadığı için.

Anneme teşekkür borcum var,

Sevgiyi bana evimizde öğrettiği için.

Anneme teşekkür borcum var,

Babama duyduğu aşkla bana ilham verdiği için...

Ve anneme teşekkür borcum var,

"Siz bana doğmamış çocuklarınızın emanetisiniz." diyerek beni de bir gün onun gibi bir anne olabileceğime inandırdığı için.

Güzel annem,

Bir mucize olsa ve sonsuza kadar birlikte yaşasak.
Bugün pastamı bu dilekle üfleyeceğim...

3 yorum:

  1. Beni ağlattın... İyi doğmuşsun Peto ve annen de bu kadar naif, iyi kalpli, güzel, komik, akıllı... bir çocuğa kavuşmuş..

    YanıtlaSil
  2. Ama niye adını yazmadın, bu güzel yorumu kim yapmış bilmek istiyorum. :)

    YanıtlaSil
  3. Öyle bir Anneden ancak böyle narin bir insan olurdu...

    YanıtlaSil