17 Ağustos 2010 Salı

Hangisi?

En sevmediklerim, cümlelerinin içinde sürekli "ben" geçenlerdir.
Hep kendini anlatanlar.
Her fırsatta başkalarını unutanlar.
Her iklimde kendi rüzgarıyla savrulanlar.

"Ben böyleyim"ciler, "ben demiştim"ciler, "bence" kelimesindeki küçük "ce" hecesini büyük egolarına yenik düşürenler...

Bu "ben"ciler, dinlemeyi sevmez. Kendileri sabırsızlıklarını yoğun zihinlerine, yorgun bedenlerine atfederler. Hayatları o kadar doludur ki, bir başkasının hayatına sözlü misafir olmaya bile taakatleri bulunmaz bizim "ben"cilerin. Bu "ben"ciler, en sofu bencillerden beterdir. Bencil bile önce kendini düşünenlere denir. Bencillerin bile defterinde kendilerinden sonra öyle ya da böyle başkaları gelir. "Ben"ciler inanın en kötüleridir...

Buraya kadar sanırım yeni bir şey söylemedim.

Bu kalıbın kabına sığanlar genellikle başkalarının sevgi kaplarını dolduramazlar zaten. Saygı görürler iyi ihtimalle. Hukuktan, hürmetten, kadirşinas sevgiden nasiplerini pek alamazlar. Allahtan pek güçlü olur bu "ben"ciler. Kendi sevgi kaplarını yine kendileri dolduruverirler...

Şimdi daha beterlerini anlatacağım size; Buyrun size "sen"ciler...

"Sen"cileri ne siz sorun, ne ben söyleyeyim...
Bunlardan adam olmaz.
Gözleri kör olur, elleri felçli, ruhları esir, zihinleri sisli...
Kendilerine zarar, sevdiklerine zarar...

Bu cins sevgi savurganıdır.
Kendilerinden uzak, başkalarına yakın yaşarlar.
Akıldan uzak, fikirden kopuk, varsa yoksa bir duygu durumu ve maalesef en sonunda hayat vurgunu ile savurganlıklarını en sonunda savrulup giden zamanları ile öderler.

Bu cins insan üstü dayanılıkları / mucizevi iyimserlikleri ile bilinir.

Sevdikleri acıkmadan acıkmayan,
yanındakiler uykuya dalmadan kendini bırakmayan,
mutlu etmeden mutlu olamayan,
bir gün hayat gözüne çomağı sokmadan kör gezdiğini anlamayan,
başına kurşun yağsa yaz yağmuru zanneden,
tufan kopsa ıslıkla eşlik eden,
kötülüğü kendine hiç uğramayacak bir yolcu,
iyiliği samanlığı seyran olmuş bir hancı olarak gören bir cins...

İnsan bu kadar garip canlıların hiç olmazsa renklerinin farklı olmasını bekliyor. Mesela bu "sen"ciler uzaylı gibi belki de yemyeşil gezmeliler... Ama yok. Bir de utangaçlık olur serlerinde, "sen"ciler kendilerini pek iyi gizlerler.

Sorum şu:

Yukarıda tanımı yapılmış insan cinslerinden hangisi vicdana daha az yüktür?
Hangisine "aman boşver" der geçersiniz.
Hangisini en kötü ihtimalle kendi yalnızlığına terk edersiniz?

Mevlana şöyle demiş:

"Kimseden sana kötülük gelmesini istemiyorsan, fena söyleyici, fena öğretici, fena düşünceli olma!"

Anlaşılan bizim "sen"cilerden ona yakın bir yerlerde gezenler de vardı.

Bir ara, gerçekten rastlayıp tanıdığımda, var olduklarına kati olarak inandığımda size "biz"cilerden de bahsetmek isterim...

Şimdilik bu iki cinsin de birbirinden fena olduklarını aktarmakla yetiniyorum.
Yukarıdaki sorulara cevaben, ben oyumu "ben"cilere veriyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder